Sıkça Sorulan Sorular

Su Arıtma Sistemleri İle İlgili En Çok Sorulan Sorular

  • Su kaynaklarının sınıflandırılması

    Su kaynaklarını tuzluluk değerine göre “tatlı sular” ve “acı su” olarak sınıflandırmak mümkündür. Bu amaçla terminolojide kullanılan parametre Toplam Çözünmüş Madde olarak anılan TDS (Total Dissolved Solids) parametresidir. TDS , su kaynağının mineral içeriğini gösterir. TDS değeri 1.500 ppm’e kadar olan sular tatlı su, 1.500 – 6.000 ppm arası acı su olarak sınıfılandırılabilir. Deniz suyunun TDS değeri coğrafi konuma bağlı olarak 25.000 ppm – 40.000 ppm aralığındadır. Bazı büyük göl veya iç denizlerin de tuzluluk değeri yüksek olabilir. Örnek vermek gerekirse, Hazar Denizi tuzluluk değeri 10.000 – 12.000 ppm aralığındadır. Acı suların ve çok tuzlu deniz sularının insani amaçlı kullanıma verilebilmesi için mutlaka desaline edilmesi (tatlı su haline çevrilmesi) gerekir.

  • Kuyu suları ve Göl / dere suları arasındaki farklar

    Kuyu suları, yeraltından toprağın alt  katmanlarından çekilmekte olduğundan daha berrak sulardır. Ancak, kuyu suları, yeraltı katmanları ile temas ettiği için tuzluluğu kısmen daha yüksek olabilmektedir. Göl ve dere suları ise yüzey suyu sınıfındadır. Göl ve dere suları kuyu sularına göre daha tatlı ancak daha tortulu sulardır.

    Kuyu sularının ve göl, dere benzeri yüzey sularının arıtımı farklı arıtma teknolojilerinin kullanımı gerektirmektedir. Kuyu sularının arıtımında multimedya kum filtreleri, yumuşatma sistemleri ve ters ozmos sistemleri yoğunlukla kullanılırken, göl, dere sularının arıtımında, Klorlama, DAF (Dissolved Air Floatation), Multimedya Kum Filtreleri, Aktif karbon filtre ünitelerinin uygulanması gerekebilmektedir. AKM konsantrasyonu >100 mg/l olan sularda DAF ünitesi kullanmak ardından gelecek multimedya kum filtresinin rahat ve sorunsuz çalışmasını sağlayacaktır.

  • Su Arıtma Sistemi Satın Almadan Önce

    Su arıtma sistemini satın almadan önce mutlaka akredite bir laboratuarda ham su analizinin yapılarak su kalitesinin raporlanması şarttır. Analiz sonucuna göre firma, uygulanacak arıtma teknolojisine karar verir.

  • Nasıl Bir Su Arıtma Sistemi Tercih Etmeliyim?

    Önce ihtiyacı belirlemek gerekir. İstenen ürün suyu kalitesini optimum maliyetle karşılayan arıtma sistemini seçmek en doğrusudur. Su arıtma sisteminizi seçerken hem ilk kurulum maliyeti hem de işletme maliyeti göz önünde tutulmalıdır. İlk kurulum maliyeti ucuz ancak işletme maliyeti pahalı olan bir arıtma sistemi seçilmemelidir. Çok zaman ilk kurulum maliyeti ucuz gibi görünen su arıtma sistemleri, sarf malzemeleri ve elektrik tüketimi de hesaba katılınca gerçekte daha pahalı olabilmektedir.

  • Su Arıtma Sistemi Seçiminde En Çok Yapılan Hatalar

    • Toplanan tekliflerin karşılaştırmalı ve detaylı olarak incelenmemesi

    • Genelde teklifin son sayfasının açılarak sadece fiyata bakılarak karar verilmesi.

    • Üretim yapan endüstriyel tesislerde ve fabrikalarda gelecekle ilgili projeksiyon yapılmadan düşük kapasiteli sistem seçilmesi

    • Yüklenici firma tarafından düşük maliyetle işi kapabilmek için su arıtma ünitelerinin eksik dizilim yapılarak ucuz çözüm yaratılmaya çalışılması.

    • Filtre tanklarının boyutlandırılması yapılırken su filtreleme hızının çok yüksek seçilerek tank çaplarının küçültülmesi yoluna gidilmesi. Tank çapı küçük seçildiğinde sisteminizin ilk kurulum maliyeti düşer ancak filtrelerinizin filtreleme verimliliği çok düşük olur.

    • Ters ozmoz sistem tasarımlarının ehil kişiler tarafından yapılmaması.

    • Ters ozmoz demineralize sistemi tasarımı esnasında membran sayısının düşük tutulması veya yüksek basınç pompa basıncının düşük tutulması. Bu durumda sisteminiz belki birkaç ay boyunca normal kapasitede çalışır ancak sonrasında istenilen kapasiteyi sağlayamaz. Ters ozmos sistem tasarımlarının mutlaka membran seçim programı ile kontrol edilmesi gereklidir.

  • Binamızdaki Şebeke Suyunu İçmiyoruz, Arıtma Sistemi Kurmak Gerekir mi?

    TS266 Standartlarına uygun normlardaki şebeke sularını çoğu zaman arıtmak gerekmeyebilir. Ancak, şebeke suyunuzda sertlik ve biyolojik parametreler yüksek çıkıyorsa bu tip şebeke sularının da arıtılması bina içi tesisatın korunması ve insan sağlığı açısından gerekli olabilir. En azından, sertlik derecesi >15 Fr olan şebeke sularının yumuşatılması veya tesisatta kireçlenmeye karşı önlem alınması gerekebilir.  Ayrıca varsa biyolojik parametrelere karşı önlem olarak dezenfeksiyon (klorlama veya UV sterilizasyon) sistemi kurmak gerekir.

  • Ters Ozmos Cihazlar İle İçme Suyu Temini Hakkında

    Son yıllarda ters ozmos yöntemi ile elde edilen demineralize edilmiş sular içme suyu olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Aynı zamanda ters ozmoz sistemleri, şişe suyu dolum tesisleri ve meşrubat sektöründe de yoğun şekilde kullanılmaktadır. Literatürde ve yapılan deneysel çalışmalarda ters ozmoz yöntemi ile elde edilen suların insan sağlığı açısından olumsuz bir etkisi olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır. Bu anlamda evlerimizde ve işyerlerimizde ters ozmoz yöntemi ile hazırlanmış içme suyunun kullanılması sağlık açısından en güvenli yöntemlerden birisidir.  

    Ters ozmos yöntemi ile elde edilen suların pH derecesi 5,5 – 6,5 seviyesinde ve hafif asidiktir. Bu pH seviyesini nötral hale getirmek istenirse bir sürahi ters ozmoz ürün suyuna 1 çay kaşığı kadar İngiliz tuzu veya 1-2 çay kaşığı sirke karıştırmakta suyun pH’ının nötral 7,0 – 8,0 aralığına çekmek için yeterli olabilir.

     

  • Su İçindeki Mineraller ve İnsan Sağlığı

    İnsan vücudu su içinde de bulunan bir çok minerale ihtiyaç duyar. Ancak, günde 2 litre kadar içtiğimiz su ile vücudumuzun ihtiyaç duyduğu mineral ihtiyacını karşılamamız mümkün değildir. Bu nedenle mineral ihtiyacımızı yediğimiz besinlere dikkat ederek karşılamamız en doğrusudur.

  • Ne Kadar Su İçmeliyiz?

    Sağlıklı bir yaşam için günde 2 litre su içmeliyiz. Ancak, bu değer ter bezlerimizin daha çok çalıştığı yaz aylarında ve egzersiz yaptığımız günlerde artış göstermesi normaldir.

  • Yeterli Miktarda Su İçmenin Faydaları

    Su vücudumuzdan toksinlerin atılmasına yarayan en yaşamsal sıvıdır. Vücudumuzun ortalama %60 oranında su oluşturur. 75 kg ağırlığındaki bir insanın ortalama 43 kg kadarı sudan oluşur. Yeterli miktarda su içmenin hipertansiyon, kabız, kolit, migren, sırt ağrıları ve romatizmal ağrılara iyi geldiğine dair bulgular mevcuttur.

  • Su Ne Zaman İçilmeli?

    Suyu yemeklerden yarım saat önce ve yemeklerden en az 2 saat sonra içmek en doğrusudur. Yemek sırasında su içmek, sindirim enzimlerinin çalışmasını engellediği ve asitli mide özsuyunun yoğunluğunu azalttığı için doğru değildir.

  • Su Sertliği ve Suyun Yumuşatılması

    Kullandığımız suyun sert ve kireçli olması hem evsel kullanım hem de endüstriyel kullanım açısından oldukça sıkıntılı bir durumdur. Su çok iyi bir çözücüdür. Özellikle kuyu suları yeraltı katmanlarından geçerken içine kalsiyum ve magnezyum tuzlarını eriyik olarak içine çeker. Bu nedenle kuyu sularının sertlik seviyesi genelde yüksek olur ve yumuşatılması gerekir. Evsel amaçlı kullanımlarda su sertliğinin 5 – 7 Fr aralığında tutulması en uygunudur. Bu seviyenin altındaki sertlik derecesine sahip sular korozif özelliktedir.

    Endüstriyel kullanımlarda ise su sertliğinin 0 Fr sertlik seviyesine kadar düşürülmesi gerekebilir. Buhar kazanı, buhar jeneratörü ve benzeri sıcak su kullanan ve buhar elde eden fabrikalar ve sanayi tesislerinde suların mutlaka yumuşatılması gereklidir.

    Suların yumuşatılması amacıyla iyon değiştirici reçineli yumuşatma sistemleri kullanılmaktadır. Su yumuşatma tesisleri rejenerasyon işlemini otomatik olarak gerçekleştirebilmektedir.

  • Yumuşatılan Sularda Sodyum Konsantrasyonu Artar

    Su yumuşatma sistemleri iyon değişimi yaparak suyun sertliğini gideren ünitelerdir. Reçine sert su ile karşılaştığında reçineye bağlı bulunan sodyumu suyun içine verir ama aynı zamanda suyun içindeki kalsiyum ve magnezyumu kendisine bağlar. Bu sayede su yumuşatılmış olur. Bu nedenle yumuşatılan sularda sodyum konsantrasyonu artar. Özellikle yüksek tansiyon hastalarının reçineli yumuşatma sistemleri ile elde edilen yumuşak suları içmesi pek tavsiye edilmez.

  • Peyzaj Sulamasında Yumuşatılmış Su Kullanılmamalıdır

     

    Reçineli sistemlerle elde edilen yumuşak sularda sodyum konsantrasyonu arttığından dolayı yumuşatma sistemlerinden geçirilerek elde edilen su ile bahçe peyzaj sulaması yapmak doğru değildir. Peyzaj sulama suyunda, sodyum düşük sular tercih edilmelidir.

  • Tortu Ve Bulanıklılık Giderimi Hakkında

    Su kaynaklarında görsel olarak en çok sıkıntı yaratan parametre suyun dışarıdan bakıldığında görünümüdür. Suyun berraklığını ve görünümü bozan ana parametreler suyun içindeki tortu, bulanıklılık ve AKM (Askıda Katı Madde) olarak ölçümlenen parametrelerdir. Tortu olarak belirtilen parametre 2 – 3 dakika içinde çökelebilen ve kabın dibinde çıplak gözle rahatlıkla görülebilen partüküllerdir. Bulanıklılık (NTU) ve AKM Askıda Katı Madde (mg/l) parametreleri ise uzun süre durgun ortamda beklemesine rağmen çökelemeyen ve boyut olarak 50 mikrondan daha küçük katıların suyun içindeki yoğunluğu ve miktarını ölçümler.

    Katı ayırıcı seperatör filtreler, 3 dakika içinde çökelebilen kum tanecikleri ve benzeri ağır partikülleri sudan ayırma işlevini başarıyla yerine getirir. Ancak, seperatör filtreler bulanıklılık ve AKM Askıda Katı madde giderimi sağlama konusunda başarılı cihazlar değildir.

    Kartuş filtreler vasıtasıyla sudan tortu, bulanıklılık ve AKM giderimi mümkündür. Kartuş filtreler belli boyut ve üzerindeki hassasiyetlerde filtrasyon yapar. Kartuş filtreler kirlenince yenisi ile değiştirilir. Endüstriyel amaçlı uygulamalarda proses kartuşları birçok sektörde kullanılmaktadır. Proses kartuşlarının en çok kullanıldığı sektörlerin başında içme suyu dolum tesisleri, ilaç fabrikaları ve kozmetik sektörü yer alır.

    Multimedya kum filtreleri ise özellikle bulanık suların filtre edilmesinde en yaygın kullanılan su arıtma teknolojisidir. Multimedya kum filtreleri sudaki Askıda Katı Madde ve bulanıklılığın gideriminde çok başarılıdır.

    Tortu ve AKM gideriminde kullanılan diğer filtre üniteleri, diskli filtreler ve elek filtrelerdir. Diskli filtreler ve elek filtreler 20 – 400 mikron aralığında partikül filtrasyonu yapabilmektedir.

  • Sulama Suyu Kalite Parametreleri

    Sulama suyundaki çözünmüş iyonların konsantrasyonu  sulama suyunun kalitesini belirler. Sulama suyunun kalitesini belirlemede dört temel kriter, suyun iletkenliği (EC), sodyum adsorpsiyon oranı (SAR), artık sodyum karbonatlar (RSC) ve iyon toksisitesidir.

    Tarımsal sulama suyunda sodyum fazlalığı ve iyon toksisitesi en önemli sorunlardır.  Özellikle yağışın az olduğu kurak bölgelerde mahsulün kök bölgesinde tuz birikimi meydana gelecektir. Bu tip durumlarda,  topraktaki tuz içeriğindeki değişim ve sulama suyu kalitesi yakından takip edilmelidir. Sulama suyunda sodyum fazlalığı, toprak yapısının bozulmasına neden olacak ve suyun toprağa nüfuz etmesini engelleyecektir.

    Toksisite; sodyum, klorür, bor vb. diğer eser elementlerin kritik konsantrasyonunu ifade eder.

    Sulama amaçlı su kalitesinin değerlendirilmesi için dört temel kriter vardır:

    1. İletkenlik (EC) :  Sudaki toplam çözünmüş katıların fazlalığı

    2. Sodyum adsorpsiyon oranı (SAR) : Sodyum (Na+) ile kalsiyum (Ca2+) ve magnezyum (Mg2+) iyonlarının oranı

    3. Artık sodyum karbonatlar (RSC) : Bikarbonat (HCO3) ve karbonat (CO32−) anyonları konsantrasyonu.

    4. Bitkilerde toksisiteye neden olan eser elementlerin fazlalığı

    Suyun pH’ı sulama suyunda bir kalite kriteri değildir. Zira, pH parametresi toprak tarafından tamponlanma eğilimindedir ve çoğu tarımsal ürün geniş bir pH aralığını tolere edebilir.

  • Sulama Suyunda Tuzluluk

    Sulama suyunda tuzluluğun fazla olması, topraktaki nemin osmotik basıncını artırır ve bitki köklerinin suyu erişimi zorlaşır. Yani, tuzlu suyla sulanan tarladaki toprak, nemli gibi görünse de bitkiler solacaktır. Bunun nedeni, bitki köklerinin yüksek ozmotik potansiyeli nedeniyle topraktaki suyu çekememesidir. Böylelikle bitkiden terleme yoluyla kaybedilen su, topraktan takviye edilemez ve solma meydana gelir.

    İLETKENLİK

    HASAR SEVİYESİ

    <750 µs/cm

    Sulama suyu olarak kullanıma uygun ve zararlı etkinin fark edilmeyeceği su.

    750 - 1500 µs/cm

    Hassas mahsuller üzerinde zararlı etkileri olabilecek su.

    1500 - 3000 µs/cm

    Birçok ürün üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilen ve bu nedenle kontrollü uygulama gerektiren su.

    3000 - 7500 µs/cm

    Kontrollü uygulama ile sadece geçirgen topraklarda tuza dayanıklı bitkiler için kullanılabilecek su.

     

  • Sulama Suyunda İletkenlik Sınıflaması

    İLETKENLİK

    TUZLULUK SINIFI

    100 - 250 µs/cm

    Düşük Tuzlu Su (Tuzluluk Sınıfı : C1)

    Toprakta çoğu mahsulün sulanması için kullanılabilir.

    250 - 750 µs/cm

    Orta Tuzlu Su (Tuzluluk Sınıfı C2)

    Orta düzeyde tuz toleransı olan bitkilerin sulamasında kullanılabilir.

    750 - 2250 µs/cm

    Yüksek Tuzlu Su (Tuzluluk Sınıfı C3)

    Tuzluluk kontrolü için kontrollü kullanım gerekli olabilir ve  iyi tuz toleransı olan bitkilerin sulamasında kullanılabilir.

    >  2250 µs/cm

    Çok Yüksek Tuzlu Su (Tuzluluk Sınıfı C4)

    Normal koşullarda sulamaya uygun değildir, ancak çok özel durumlarda ara sıra kullanılabilir. Yalnızca çok tuza toleranslı bitkilerin sulamasında kontrollü olarak kullanılabilir.

     

  • Sulama Suyunda Sodyum Sınıflaması

    SAR

    TUZLULUK SINIFI

    < 10

    Düşük Sodyum Su (Sodyum Sınıfı S1)

    Toprağın zararlı değiştirilebilir sodyum seviyeleri geliştirme tehlikesi az olan hemen hemen tüm topraklarda sulama için kullanılabilir. Bununla birlikte, çekirdekli meyve ağaçları ve avokado gibi sodyuma duyarlı ürünler, zararlı sodyum konsantrasyonları biriktirebilir.

    10 - 18

    Orta Sodyum Su (Sodyum Sınıfı S2)

    Killi ve yüksek katyon değişim kapasitesine sahip ince dokulu topraklarda hissedilir seviyede sodyum tehlikesi oluşturabilir. İyi geçirgenliğe sahip kaba bünyeli veya organik topraklarda kullanılabilir.

    18 - 26

    Yüksek Sodyum Su (Sodyum Sınıfı S3)

    Çoğu toprak tipinde zararlı seviyelerde sodyum yaratabilir. Kullanımı, özel toprak yönetimi, iyi drenaj, yüksek sızdırma kabiliyeti ve yüksek organik madde koşulları gerektirecektir. Bununla birlikte, jipsli topraklar bu tür sulardan zararlı sodyum seviyeleri oluşturmayabilir. Çok yüksek tuzluluk oranına sahip sularda kullanımı mümkün olmayabilir.

     

  • Ters Ozmoz Teknolojisi ile Kaliteli Sulama Suyu Temini

    Tarımsal sulamada veya peyzaj sulamada kullanılacak olan suyun, sulama suyu kriterlerine uygun olması, hem sulama yapılacak topraktan uzun seneler verim alabilmek, hem de sulanacak mahsulün sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi açısından çok önemlidir. Sulamada kullanılacak olan su kaynağının, ilk aşamada iletkenlik, sodyum, SAR, klorür, artık sodyum karbonatlar ve bor parametreleri açısından detaylı olarak incelemesi yapılmalıdır. Bu parametreler içinden sulama suyu kriterlerine uygun olmayan parametreler tespit edilmesi durumunda suyun ters osmoz yöntemi ile demineralize edilmesi gerekebilir.

    Sulama suyunun tamamen saf olması gerekmeyeceği için ters ozmoz teknolojisi ile kısmi demineralizasyon yapılması yeterli olacaktır. İstenen sulama suyu kalitesine ulaşabilmek için ters ozmoz ürün suyu ile ham suyun kısmi olarak harmanlaması yapılması gerekebilir. Ham su ile saf RO ürün suyunun hangi oranda harmanlanacağı, ham suyun tuzluluğuna, sulama yapılacak mahsulün ihtiyaç duyduğu su kalitesine ve toprak analizine bağlı bir konudur. Toprağın durumu ve yetiştirilecek olan mahsulün durumuna göre sulama suyu sınıfı seçildikten sonra, yapılacak olan ham su harmanlama oranı tespit edilebilir.

Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Quisque egestas risus sed lacinia maximus. Nam commodo sapien sit amet elit malesuada, at efficitur lacus semper.

Dosya ekleGözat
Mesaj Durumu

Eksik veya bol alan bırakmayınız